
Çalışmanın Amacı
Diyafragmatik endometriozisli (DE) hastalar için tanısal yolun anlaşılması ve tanı ve/veya tedavinin önündeki engelleri belirlemektir. Bunun yanı sıra DE tanı ve tedavisi ile ilişkili gecikmeleri ölçmek ve hasta tarafından bildirilen postoperatif (ameliyat sonrası) sonuçları değerlendirmek amaçlanmıştır.
Çalışmanın Önemi
DE tanısında yaşanabilen olası gecikmelerin nedenleri, alınabilecek tedbirler ve cerrahi sonrası uzun dönem (hasta memnuniyeti, nüks, klinik bulguların değişimi gibi) sonuçları ortaya koyarak literatüre katkı sağlayan bir çalışmadır.
Çalışmada ne yapıldı?
Katılımcının;
Çalışmanın sonuçları
Semptomlar:
Tanı:
Ameliyat:
Postoperatif sonuçlar:
Kısa özet
Bu küresel anket beş kıtada uygulandı ve DE tedavisi alan hastaların gerçek yaşam deneyiminin yakalanması amaçlandı. Bu hasta anketinin sonuçları, kadınların önemli bir kısmının daha önce birkaç yıl boyunca DE sebebiyle orta veya şiddetli ağrı yaşadığını doğruladı.
DE tanısı koymadaki gecikmelerin olası birkaç sebebi mevcuttur. Bu çalışmadan elde edilen veriler şunu göstermektedir ki bu duruma ilişkin sağlık uzmanları ve halk arasında genel bir farkındalık eksikliği vardır. Katılımcıların yarısından fazlası (%62) döngüsel semptomları (en çok günlük veya haftalık ağrı) tanımlamıştır. DE semptomlarının döngüsel doğası potansiyel olarak tanıyı geciktirir. Bu hastaların üçte ikisine pelvik endometriozis tanısının konduğu görülmektedir. Nitekim katılımcılardan ilk olarak birinci basamak sağlık kuruluşuna başvuranlardan yalnızca %11’inde DE şüpheli tanıydı. DE tipik olarak plevral (akciğer zarı) ve/veya peritoneal (karın zarı) iritasyon sebebiyle şiddetli göğüs ve/veya üst karın ağrısına neden olur. Bunlara ek olarak sinir (frenik sinir) iritasyonuna bağlı olarak omuz ağrısına sebep olabilir. Birinci basamak sağlık merkezinden jinekoloğa yönlendirilen hastaların tanı alması uzun sürebilmektedir ve bu durum hastaların günlük hayatını kötü etkileyebilmektedir.
İnce kesitli BT (bilgisayarlı tomografi) ve MRI görüntülerinde bile küçük boyutlu ve yüzeyel yerleşimli DE saptanamayabilir ve hastalara laparoskopi veya torakoskopi ile tanı koyulması gerekebilir. Bu çalışmadaki hastaların önemli bir bölümünde birden fazla sayıda laparoskopik girişim gerekmiş olması jinekologların DE farkındalığının artması, girişim sırasında diyaframın dikkatlice incelenmesi gerektiğini düşündürmektedir. DE’nin minimal invaziv cerrahiler (laparoskopi, video-yardımlı torakoskopi, robotik cerrahi gibi) ile çıkarılması mümkün olabilmektedir ve semptomlar gerileyebilmektedir.
Sonuç olarak hem hastaların hem de sağlık profesyonellerinin bu hastalıkla ilgili farkındalıklarının düşük olması nedeniyle DE tanısı gecikebilmektedir. İnvaziv olmayan işlemlerde duyarlılığın düşük olması, laparoskopi sırasında diyaframın tamamen görüntülenememesi gibi nedenlerle, işlem öncesi DE’de şüphelenilmesi ve girişim esnasında uygulanacak uygun cerrahi işlemlerle tanı ve tedavideki gecikmeler önlenebilir.
Kaynak: Diagnosis and treatment of diaphragmatic endometriosis: results of an international patient survey Eur J Obstet Gynecol Reprod Biol. 2021 Mar 10;260:48-51. doi:10.1016/j.ejogrb.2021.03.003. PMID: 33740695
Çeviren: Dr. Merve Didem Eşkin
Osmanağa Mah. Osmancık Sok. Betül Han No:8 D:4 Kadıköy, İstanbul, İstanbul
0532 515 69 99
info@endometriozisdernegi.org